Nikaragua Devrimi ve Ateş Altında
Geçen temmuz ayında Güney Amerika ülkesi olan Nikaragua'da bir devrimin yıldönümü kutlandı.Dünya devrim tarihindeki yerini onurluca alan Nikaragua,dünyada ezilen halklarında umut ışığı olmuştur.Belki o devrimin şuan esamesi okunmuyordur,unutulmuş gitmiştir fakat o devrimi gerçekleşiren insanların verdiği mücadele tarih sayfalarında yerini almıştır.
Bu yazımda sizlere,1979 yılında Nikaragua'da hüküm süren Somoza rejiminin yıkılınışını anlatıp akabinde 1983 yılında vizyona giren Under Fire/Ateş Altında filmini açıklayacağım.Kısa bir şekilde Nikaragua tarihine göz attıktan sonra,konumuza geçeceğiz.Hazırsanız yakın tarihimizde gerçekleşen bu devrime tanıklık edelim....
Nikaragua bir Orta Amerika ülkesidir.130 bin metrekarelik yüzölçümü ile Orta Amerikanın en büyük ülkesidir.Başkenti Managua olup,ülkenin beşte biri bu kentte yaşamakta.Tarıma dayalı bir ekonomileri var.Muz,kahve,tütün ve sığır eti ihracatta yüksek paydaya sahip.
15.yüzyılda keşfeldikten itibaren ülkede 300 yıl boyunca İspanyol egemenliği hüküm sürer.Köle ihraç edilir,kakao,kereste üretilir ve yerlileri zorla çiftliklerde çalıştırılır.19.yüzyılın sonuna kadar bu böyle devam eder.19.yüzyılda bu kez de Amerika ve İngiltere Nikaragua topraklarına göz diker.1847 yılında ABD,Nikaragua'ya girer.İngilizler tarafından kovulurlar fakat pes etmezler ve 1909 yılında Nikaragua'yı işgal ederler..
Nikaragua halkı işgalcilere karşı savaşır.1927 yılında Nikaragua,Abd'nin yardımı ile liberallere teslim olur.Bu uzlaşmaya karşı çıkan yurtseverler,Sandino eşliğinde direnişe başlar.Amerika'ya karşı darbeler üstüne darbeler indirilir.1920 yılllarında maden işçisi olarak çalışan Sandino,Abd kovulmadan bırakmayacağını ve sonuna kadar savaşacağını söyler.
Augusto Cesar Sandino..
Sandino,madenlerde,orman ve sanayi tesislerinde örgütlenmeler yapar.Zenginden aldığı vergilerle halka yiyecek,içecek ve para dağıtır.Denetimine aldığı toprakları,topraksız köylülere verir.Halk tarafında büyük bir sempati uyanır Sandinoya karşı.Abd uyanır ve bunun böyle devam etmeyeceğini anlar.Ulusal muhafızlar örgütlenir ve 1932 yılında seçimler yapılır.Seçimi Sacasa kazanır ve ülkenin başına getirilir.İşbirlikçi hükümet ve ulusal muhafızlar bundan sonra kukla görevi süreceklerdir.
Sandino silah bırakır ve Manua'daki saraya davet edilir.Sandino ulusal muhafızların başında olan Somoza tarafından 21 Şubat 1934'de katledilir.Bu davet aslında onun son günlerinin habercisi olmuştur.Sandino Nikaragua halkının gönlünde yer edinmiştir.Onun anısı Nikaragua kurtuluş savaşının öncülüğünü yapacaktır.
Bu tarihten başlayarak 1979 yılına kadar ülkeyi Somozalar yöneteceklerdir.Baba Anastasio Somoza Garcia,oğlu Anastasio Somoza Debayle,1932-1979 yılları arasında Nikaragua'yı yönetmişlerdir.
Oğul Somoza Debayle..
Baba Somoza Garcia...
Somoza 1936 yılında Başkan seçilir.Uzaktan bakıldığında Nikaragua bir demokrasi ülkesiydi.Somozalar her seçimde başa geliyor ve demokrasicilik oyunu ile hüküm sürüyorlardı.Somozalar adeta akrabaları ile ülkeyi yağmalıyorlardı.Ülkedeki birçok kahve üretimine el koydular ve kendi istekleri doğrultusunda kanunları değiştirdiler.Ticaret haraketlerini kendi çıkarları doğrultusunda yaparak kendisini ve akrabalarını zengin etti.
Dünya Bankasından alınan krediler yandaşlarının cebine,ülke toprakları ise tapular halinde kasalara gidiyordu.Sandino'nun kurduğu kooperatifler dağıtılır,ülke yolsuzluk ve yoksuzluk içine sürüklenir.Katliamlar ülke genelinde artmaya başlar.
1960 yıllarında Somoza iktidarı biraz sallandı.Ülke yağmalanıyordu,doğal olarakda bu pastadan pay sahibi olmak isteyen egemen sınıflar ortaya çıktı.Somoza'yı devirmeye çalıştılar.1967 yılında seçimler yapıldı.Hilelerle yönetime el koyan oğul Somoza Debayle,krizi çözmek için değişik bir yol çizdi.Kendi arkadaşlarını ve akrabalarını devletin her kademesine atadılar.
Nikaragua topraklarında kapitalizm artıyor,topraksızların ve yoksulların sayısı artıyordu.Büyük topraklar Somozaların akrabalarına ve ailelerine dağıtılıyor,küçük köylüler ise ellerindeki toprakarı kaybediyorlardı.Tabiri caizse;toprak ağaları ile köylüler arasında bir uçurum vardı.Ülkede nüfüsun beşte biri bile etmeyen azınlık toprakların yarısına,ülkenin neredeyse tamamını oluşturan köylü halkı ise yalnızca %3.5'ine sahipti.
Tarlalarda iş bulamayan,toprağı olmayan köylü ise çareyi büyük kentlere göç etmekte buldu.Bunun sonucuda çok ağır oldu.Nikaragua başkenti büyük bir gettoya dönüştü.Gecekondularda artan işsizlik,doğan on bebeğin birinin ölmesi,yolsuzluk halkı iyice bitirmişi.
FSLN (Sandinista ulusal kurtuluş cephesi),Carlos Fonseca önderliğinde Somoza rejimini devirmek için ant içmişlerdi.Örgütün ismi 1934 yılında katledilen Sandino tarafından gelmekteydi.Örgütün birçok dağa çıkma,kırsal kesimlerde etkili olma çabasınsaydı.Ulusal muhafızlar tarafından birçok kez yenilgiye uğratıldı.Örgütün birçok üyesi öldürüldü.Fakat Carlos Fonsece yılmıyordu.
1967 yılında tekrar silahlı mücadeler oldu ve bu kez de yenilgiye uğradılar.1967-1974 yılları arasında örgüt farklı bir döneme girdi.Kırsal kesimde yaşayan Nikaragua halkını örgütlemeye başladı.Amerika bir başka Küba devrimi olmasından korkuyordu ve maddi destek,eğitim desteği sayesinde Ulusal Muhafızcılar daha da güçlendi.
1974 yılının 24 Aralık günü ülkenin akışını değiştirecek olay yaşandı.Eski Tarım Bakanı ve pamuk zengini Castillo'nun evinde parti vardı.ABD Büyükelçisi,Somozanın kayınbiraderi,kuzeni gibi kişiler partideydi.10:50 sırasında 13 iyi eğitimli gerilla Castillo'nun evini bastı ve ABD Büyükelçisi Shelton dışında herkesi rehin aldılar.Shelton partiden az önce ayrılması sayesinde kurtulmuştu.
FSLN örgütü üyeleri taleplerini sıraladı ve ne kadar ciddi olduklarını Castillo'yu vurarak gösterdiler.40 yıllık Somoza iktidarının en kötü aşağalanmasıydı.Talepleri yerine getirildi ama 1974-1977 yılları arasında sıkı yönetim ilan edildi.Somoza devrimcileri her taşın altında arıyordu.Deliye dönmüşlerdi.Mısır tarlalarında,kırsal kesimlerde kıyıda köşede kalmış insan cesetleri bulunuyordu.
1978 yılında tepedekiler birbirine düşüyor halk ayaklanmaya başlıyordu.Burjuva muhalefetleri ile FSLN üyeleri tekrar birleşti ve cephe kuruldu.Sendikalar greve ikna edilmiş,halk bir genel ayaklanmaya hazırdı.Kitleler ve silahlar nihayet buluştu.Ülkenin her yerinde Ulusal Muhafızcılar ile devrimciler arasında sert çatışmalar çıkmıştı.Haziran boyunca savaş devam etti.Geçici hükümet kuruldu.
Somoza'nın siyasal etkiliği kalmamıştı ama askeri gücünü sonuna kadar kullanmaya hazırdı.Somoza eriyor,FSLN güçleniyordu.13 Temmuz'da Başkent Managua'ya giden bütün yollar FSLN'nin eline geçti.17 Temmuz'da Somoza,birkaç üst düzey devlet yöneticisi ve ailesini yanına aldı uçağa atlayarak Miami'ye kaçtı.Ardında 50 bin ölü,yüzbinlerce yaralı,evsiz yurtsuz bıraktı.
19 Temmuz 1979'da Managua'ya giden giren halk güçleri Nikaragua devrimini ilan ettiler.Meydanlardaki binlerce insan yüzündeki gülümsemeler ile devrimi kutluyorlardı.
Nikaragua devrimi uzun ve zorlu bir süreçtir.Devrim sonucunda herşey tozpembe olmamıştır.Devlet yönetimini devralan devrimcilerin yanlış politikası sebebi ile burjuvazi sınıfı yönetimi 10 sene sonra tekrar geri almıştır.
Yaşanan olayları teker teker anlatmam roman yazmam anlamına gelirdi.Birçok olayı antlayıp,özet şeklinde sizlere sunmaya çalıştım.Yaşanan büyük deprem ve 1960 yıllarında gerçekleşen olayları işlemedim.Daha detaylı bir şekilde incelemek isteyenler,internetteki çeşitli kaynaklardan yararlanabilir.
Roger Spottiswoode tarafından sinemaya uyarlanan Under Fire/Ateş Altında filmine geçelim.Tarihteki önemli gelişmelerden biri olan Nikaragua Devrimine daha yakından bakalım.
Yapım : 1983/ABD
Tür : Dram/Savaş
Süre : 128 Dakika
Renk : Renkli
Çıkış Tarihi : 21 Ekim 1983
Oyuncular : Nick Nolte,Gene Hackman,Ed Harris,Joanna Cassidy
Müzik : Jerry Goldsmith
Senaryo :Ron Shelton,Clayton Frohman
Yönetmen : Roger Spottiswoode
Bir gazetecenin kamerasının gözünden anlatılan,savaşın acımasızlığını,dönemin siyasi gelişmelerini harika bir şekilde görebileceğimiz başarılı bir siyasi film.
Filmde olaylar 1979 yılında Nikaragua'da geçiyor.Benim anlattığım gibi eski dönemde yaşanan olaylar filmde yok.Devrim yılında işlenen olaylar var.Sandinistaların başlattığı isyanı yakından izlemek isteyen gazeteciler Nikaragua'ya gelir.Bunlardan bir taneside Russell Price (Nick Nolte) dir.
Alex Graizer ( Gene Hackman) ve Claire (Joanna Cassidy) de bu gazeteciler arasında yerini alır.Yönetmen Spottiswoode,Nikaragua'daki çalkantılı ortamı anlatırken diğer yanda da üç gazeteci arasındaki olup bitenleri duygusal bir şekilde bizlere aktarıyor.
Çatışma sahneleri son derece inandırıcı çekilmiş.Aksiyonu dengede tutarak,gerilim/aksiyon filmi bütünlüğünü bozmamıştır.Filme hareketlilik katmıştır.Politik filmlerin en güzel örneklerinden biri diyebilirim.Üç gazetecinin,devrimin yaşandığı Nikaragua'ya giderek olayları yakından izlemesi dışarıdan bakıldığında bir belgesel izlenimi uyandırıyor ama filmin akışı,aksiyonu ve oyuncukların üst düzey olması ile ortaya başarılı bir siyasi film çıkıyor.
Film iç karışıklık ile başlıyor.Sonra olaylar hızlanmaya başlıyor.Emperyalist düzene sert eleştirileri filmde göreceksiniz.Çok çok ayrı bir nokta ise müzikleri.İzleyiciyi adeta büyülüyor.Filme tam oturmuş.Kovalama ve çatışma sahnelerinde devreye girmesi sizlere aksiyon filminde olduğunuzu hissettiriyor.
Spottiswoode tabiri caizse filmde Amerika'nın çevirdiği dolapları işlemiş.Cesur bir şekilde.Birkaç kötü adamın yaptığı bir rejim değil,bir politika sonucu olduğunu göstermiş bize.Bir tarih filmine göre süresi oldukça iyi.Kısa olması beklenmezdi zaten.
Ed Harris ve Gene Hackman'ın oyunculukları oldukça iyidir ama Nick Nolte filmde sürekli bizim ile beraber olduğu için çoğu övgüyü hak ediyor.Nikaragua iç savaşını merak edip,bilmediği topraklara giden bir fotoğrafçı kimliğine çok iyi bürünmüş.
İnsan ruhunun derinliklerine işleyen etkili bir siyasal film.Oldukça başarılı senaryo,oyunculuklar ve müzik ile harmanlanmış bir aksiyon/belgesel tadında da bir film.
Dünyada olup bitenleri daha iyi anlayabilmek için filmi mutlaka izleyin.
İYİ SEYİRLER....
Nikaragua Devrimi ve Ateş Altında
Reviewed by asa
on
06:32
Rating:
Hiç yorum yok: