Angel-A



'Bir erkek bir kadına Paris'te rastlar...'


Uzun bir ara verdiğimiz film tavsiyelerine çok kaliteli bir yapımla hız veriyoruz yeniden.Bugünkü filmimiz 2005 yapımı bir Luc Besson filmi...

Bu kadar uzun bir süre ara verince sizlerin gönlünü almak adına başarılı bir kült yapım paylaşmalıyız diye düşündük.Bu film de Luc Besson'ın çok sevdiği Paris'i anlattığı,sıradışı senaryosu ve oyunculuklarıyla göz dolduran,karanlık ve mistik yapısıyla seyirciyi içine çeken bir yapım.Söylentiye göre Luc Besson bu filmi 10 yıl düşünüp,20 günde yazmış.




Gelelim neden beğeneceğinize.

Öncelikle filmimizin konusunun temelinde bir klişe var:İntihar edecekken hayatı değişen bir adam.
Andre uçan kuşa borcu olan biridir ve borçlarını ödeyemediği için intihara kalkışır.Tam köprüden atlayarak intihar edecekken yanında intihar etmek üzere olan birini daha görür.Suya atlayan kadının arkasından atlar,kadını kurtarır.Ve bundan sonra bu devasa kadın kendisine koşulsuz şartsız sadık olma sözü verir.


Filmimiz de bu olaydan sonra başlar.İkili Andre'nin borçlarını ödemek için birlikte hareket etmeye başlarlar.Tabi ki bu maceralarında aralarında geçen diyaloglar bu filmin en güzel yanlarıdır.Andre önce Angel-A hakkındaki gerçekleri zor da olsa kabullenir.Angel-A Andre'ye sadece borcu olan parayı bulmakta yardım etmez;aynı zamanda Andre'ye 'sevmeyi' öğretir.

'Zavallı beynine birazcık oksijen gönder,o da mutlu olsun.'

Filmin temelinde vermek istediği mesaj da budur aslında.İnsan her şeyden önce kendisini sevmelidir.Kendini sevmeyen insan başka birini de sevemez.Kendisine seni seviyorum diyemeyen bir insan sevdiği kadına da sevdiği birine de diyemez.Andre'nin ayna karşısındaki konuşmasını dikkatle izlemenizi tavsiye ederiz.


Sadece anlatmak istedikleri ile de öne çıkmıyor filmimiz.Luc Besson bilindiği üzere Paris aşığı bir yönetmen.Daha önce neredeyse her filminde bu sevdasından izler bulduk.Bu filmde de bu sevgiden eserler bulmak mümkün.Hatta Luc Besson,Angel-A filmi için 'Paris,bu filmin 3.karakteri' diyor.Gerçekten de,filmi izleyince Paris'e gidip saatlerce şehri gezesi geliyor insanın.

'Beynini açmak için mucize değil,kaya matkabı lazım.'

Film hakkında bu kadar olumlu yorum yapıp da oyunculukları ve karakterleri es geçmek olmaz.Öncelikle çok düşük bir bütçe ile çekilmiş bir film ve filmde oldukça az oyuncu kullanılmış.2 ana karakterin dışında yan karakter diye tabir edebileceğimiz bir karakter de net olarak yok.


Jamel Debbouze bildiğiniz gibi engelli bir oyuncu.Uzun boylu bir ana karakterin yanında,kısa boylu,ezik bir karakter için biçilmiş bir kaftan sanki.Oldukça iyi bir oyuncu seçimi gerçekten.Diğer tarafta ise güzeller güzeli Rie Rasmussen var.Böyle bir filme onun kadar yakışabilecek biri yok gerçekten.İzleyince siz de oyunculuğuna hayran kalacaksınız.Ayrıca film ilerledikçe yapılan flash-backler ve Angel-A'nın sırrı sizi oldukça şaşırtacak.

Bu arada boy konusundan da bahsetmeden bitirmeyelim yazımızı.Rie Rasmussen gerçekte 1.79,Jamel Debbouze ise 1.65 boyunda.Jamel Debbouze filmde yine gerçek boyunda gösteriyor ancak sanki Rie Rasmussen 1.90 boyunda gibi.Tabi bu bizim görüşümüz,doğru mudur bilinmez.


Angel-A'nın oldukça güzel bir de minimal posteri bulunmakta.



Umarız bu kadar bekledikten sonra okuduğunuza değer bir yazı olmuştur.Bundan sonra daha yeni,daha ilginç konular ve filmlerle yazılarımıza hız veriyoruz.

İyi Seyirler...
Angel-A Angel-A Reviewed by asa on 05:46 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.